Eğitim Bir- Sen Afyonkarahisar Şube Başkanı Mustafa Arslan yaptığı yazılı açıklama yaptı. Arslan: “50 binin üzerinde insanımızın hayatını kaybettiği Kahramanmaraş merkezli depremler, eğitim-öğretime de büyük darbe vurmuştur. Eğitim çalışanları arasında yaşanan can kayıpları, yaralanmalar, psikolojik çöküş, konut ihtiyacı, hayat kalitesinin bozulması ve zorunlu yer değişikliği gibi etmenler, eğitim-öğretim üzerindeki olumsuz etkilerini hâlâ hissettirmektedir. Eğitim çalışanları her zaman olduğu gibi deprem sonrasında da fedakârlık ve adanmışlıkla eğitim-öğretimin eksikliklerini ve aksaklıklarını kapatmak için çaba sarf etmiştir. Haklı taleplere duyarsızlık ve yanlış istihdam politikası, eğitimcilerin moral ve motivasyonunu olumsuz etkilemekte, eğitimde verimliliği düşürmektedir. Öğretmen atamalarında mülakatın kaldırılmaması, alan değişikliği, kariyer basamaklarında sınav ve uzun hizmet süreleri dayatması, öğretmen istihdamında güçlük çekilen bölgelerde görev yapanlara ilave teşviklerin verilmemesi, eğitim kurumu yöneticiliğinde özlük haklarını ve yetkileri geliştiren kariyer odaklı sürdürebilir bir sistemin halen hayata geçirilememesi, öğretmenleri şiddete karşı koruyacak bir yasal düzenlemenin çıkarılamaması, öğretmenlerin yer değişikliği taleplerinin karşılanmamasının doğurduğu mağduriyetler, ücretli öğretmen istihdamı gibi sorunların çözümünde ivedi olarak adımlar atılmalı, daha nitelikli ve verimli bir eğitim sistemi kurulmalıdır” dedi.

ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU’NDAKİ EKSİKLİKLER TAMAMLANMALIDIR

“7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu, öğretmenlik mesleğini düzenleyen müstakil bir kanun beklentisini karşılama yönünde olumlu bir adım olmasına rağmen ‘meslek kanunu’ olarak nitelendirilmeyi hak edecek içerikten yoksundur” diyen Arslan: “Öğretmenlerin ve eğitim camiasının beklentisi, öğretmenlerin özlük haklarının tanımlanması ve geliştirilmesi; kadrolu, sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik ayrımının kaldırılması, resmî eğitim kurumlarındaki bütün öğretmenlerin kadrolu istihdamı, öğretmenlerin mesleki gelişimlerinin yanı sıra görev ve yetkilerinde de ilerleme sağlayacak bir kariyer basamakları tasarımı, istihdamda güçlük çekilen bölgeler başta olmak üzere zorunlu hizmet gibi zorlayıcı dayatmalar yerine öğretmenlerin ilk atamadan itibaren atandıkları yerlerde çalışmaya istekli olmasını sağlayacak teşvik edici önlemler, eğitim ve öğretimle arasındaki sıkı bağ sebebiyle öğretmenlik kariyeri bağlamında düşünülmesi gerekli okul yöneticiliği ve yöneticilerin özlük hakları gibi konuları düzenleyen, resmî veya özel öğretim kurumu ayrımı yapmaksızın bütün öğretmenleri kapsayan bir meslek kanunudur” ifade etti.

ŞUBE MÜDÜRLERİNİN FERYADI DUYULMALI, SORUNLARI BİR AN EVVEL ÇÖZÜLMELİDİR

Şube müdürü ve şefler başta olmak üzere, yönetim hizmetleri kadro grubuna, görev, yetki ve sorumluluklarının genişliğiyle uyumlu olmayan, yetersiz özlük hakların verildiğini ifade eden Arslan: “Şube müdürleri ve şeflerin özlük hakları, sorumlulukları ekseninde iyileştirilmeli, rotasyondan kaynaklanan sorunlar çözülmeli; öğretmen iken şube müdürlüğü kadrolarına atananlara uzman ve başöğretmenlik için başvuruda bulunma hakkı tanınmalıdır.”

EĞİTİM ÇALIŞANLARINA YÖNELİK ŞİDDETE SEYİRCİ KALINMAMALIDIR

Arslan şöyle devam etti: “Eğitim çalışanlarına yönelik şiddet olayları münferit eylemler olmaktan çıkmış, yaygın bir toplumsal sorun hâline gelmiş ve ülkemizin geleceği açısından vazgeçilmez olan eğitim-öğretim hizmetinin yürütülmesini sekteye uğratacak dereceye varmıştır. Bu şiddet eylemlerinde, mevcut yasal düzenlemelerin bu fiillere karşı caydırıcı nitelikte ceza öngörmemesi ile şiddet uygulayan kişilerin bu eylemlerinin adli ve idari makamlarca önemsenmeyeceği ve ciddi bir ceza yaptırımıyla karşılaşmayacakları inancı önemli bir rol oynamaktadır. Bu nedenle, eğitim çalışanlarına karşı eğitim öğretim hizmetinin sunumundan kaynaklı şiddet eylemlerine yönelik önleyici ve koruyucu nitelikte cezai ve hukuki tedbirlerin alınması elzemdir. Eğitim çalışanları kendilerine yönelik şiddet olaylarına karşı caydırıcılık, şiddete uğrayan çalışana da hukuki koruma sağlayacak nitelikte yasal düzenlemelerin gerçekleştirilmesini acilen talep etmekte ve beklemektedir. Bu doğrultuda, biz de Eğitim-Bir-Sen olarak, Nisan 2018 tarihinde yasal düzenleme talepli bir imza kampanyası düzenlemiştik.”

Arslan konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi: “Eğitim-öğretim hizmeti sunumu esnasında veya verilen eğitim ve öğretim hizmetinden kaynaklanan nedenlerle eğitim çalışanlarına karşı cebir, şiddet veya tehdit kullanan kişilere yönelik hapis cezası verilmesi; eğitim kurumlarında görev yapan personele karşı görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla işlenen kasten yaralama suçunun tutuklama nedeni varsayılan suçlardan sayılması ve şiddet mağduru personele karşı işlenen suçlar sebebiyle ceza hukuku kapsamında yürütülmekte olan işlemler ve davalarda personelin talebi üzerine bakanlıkça hukukî yardım yapılması noktasında düzenlemeler yapılmalıdır.”

HİZMETLİ VE MEMURLARIN HAKLARI İYİLEŞTİRİLMELİDİR

“Eğitim-öğretim hizmetinin aksamadan yürütülmesi için emek sarf eden genel idare hizmetleri, teknik hizmetler, yardımcı hizmetler ve diğer hizmet sınıflarında çalışanların mali ve özlük hakları iyileştirilmeli; eğitim-öğretim sınıfı çalışanlarına tanınan haklar kendilerine de tanınmalıdır” diyen Arslan: “Bu çerçevede, hazırlık ödeneği, Millî Eğitim Bakanlığı’nın merkez ve taşra teşkilatı kadrolarında görevli tüm hizmet sınıflarındaki eğitim çalışanlarına da ödenmelidir. Bununla birlikte, yardımcı hizmet sınıfı çalışanlarının görev tanımlarında belirsizlik giderilmelidir. Hizmetli ve memur gibi personelin görev tanımları bulunmamaktadır. Hizmetli kadrosunda görev yapan eğitim çalışanlarının en önemli sorunu, çalışma saatlerinin belirsizliği ve yapmakla yükümlü oldukları işlerin net olarak tanımlanmamasıdır. Memur ve hizmetlilerin görev tanımları yapılmalı. “Yöneticilerin verdiği diğer görevleri yapar” şeklindeki ifadelerin yer aldığı mevzuat hükümleri değiştirilmelidir. Eğitim çalışanlarına ve öğrencilerimize verimli bir tatil dönemi diliyor, mezun olan öğrencilerimizin yeni başarılara imza atmalarını temenni ediyor; yeni eğitim-öğretim yılına sorunsuz başlamak için, mevcut sorunların acilen çözülmesi gerektiğinin altını bir kere daha çiziyoruz” diyerek konuşmasını tamamladı.