Olgun yaptığı açıklamada; “Ceza adaleti sistemine yönelik reformlar yapıldığı iddia edilse de, cezasızlık kültürü devam etmektedir. Kadına yönelik şiddet, çocuk istismarı ve nefret suçları gibi ciddi suçlarda etkin soruşturma ve kovuşturma süreçleri işletilmemekte, failler çoğu zaman cezasız kalmaktadır. Ayrıca, adalet sisteminin fiziki altyapısının iyileştirildiği belirtilmiştir. Ancak, yeni adliye binalarının inşası, adaletin tecellisi için yeterli değildir. Önemli olan, bu binalarda adil, hızlı ve etkin yargı süreçlerinin işletilmesidir. Maalesef, yargı süreçlerindeki gecikmeler ve adalete erişimdeki engeller hala ciddi bir sorun olarak karşımızda durmaktadır” dedi.
ACI SONUÇLARI HEP BİRLİKTE YAŞIYORUZ
“Türkiye, Dünya Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde son sıralara düşmeye devam etmektedir” diyen Olgun: “Raporun 2024 yılı sonuçlarında, Türkiye’nin ne yazık ki hukukun üstünlüğü konusunda yıllardan beri hızlı bir şekilde düşüşte olduğu görülmektedir. Toplamda 0,42 puanı bulunan Türkiye , bu skorla 142 ülke arasında 117. sırada; Nijer, Angola ve Honduras’ın altında; Meksika, Gine ve Nijerya’nın üstünde kendisine yer edinebilmiştir. 2010 yılında yapılan Anayasa değişikliği, Türk yargı sisteminde dönüm noktalarından biri olmuştur. Ancak bu dönüm noktası, hukukun üstünlüğüne hizmet etmek yerine, yargının siyasallaşmasının kapısını sonuna kadar açmıştır. O dönemde, "daha demokratik bir yargı" vaadiyle sunulan değişiklikler, aslında yargı bağımsızlığını ortadan kaldıran bir sürecin başlangıcı olmuştur. Bugün bunun acı sonuçlarını hep birlikte yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
HAKİMLER VE SAVCILAR KURULU’NUN YAPISINDA KÖKLÜ DEĞİŞİKLİKLER YAPILMIŞTIR
Olgun konuşmasına şöyle sonlandırdı: “Anayasa değişikliği ile Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun yapısında köklü değişiklikler yapılmıştır. Değişiklikler sonucunda, HSK üyelerinin önemli bir kısmı, iktidarın etkisi altındaki mekanizmalar tarafından atanır hale gelmiştir. Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun, adaletin teminatı olması gerekirken, iktidarın bir "sopa"sı haline geldiği açıktır. 2010’dan itibaren yapılan atamalarda liyakat yerine sadakatin ön planda tutulması, yargının siyasal bir aparat gibi görülmesine neden olmuştur. HSK üyelerinin seçiminde Meclis'in etkisi artırılmış, ancak bu etki çoğulculuk ve dengeye değil, tek taraflılığa hizmet etmiştir. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun verilerine göre, 2024 yılının ilk 10 ayında toplam 343 kadın cinayeti ve 207 şüpheli kadın ölümü gerçekleşmiştir. Son 4 yıl kıyaslaması yapıldığında 2024 yılının ilk 10 ayı 2021, 2022 ve 2023 yıllarında yaşanan kadın cinayetlerini geçmiş durumdadır. Aralık ayında açıklanan verilere göre ise 2024 yılının Kasım ayında 32 kadın cinayeti ve 26 kadın şüpheli ölümü rapor edilmiştir. Bu haliyle 2024 yılının ilk on bir ayında toplam 375 kadın cinayeti ve 233 şüpheli ölüm olmak üzere, 608 toplam ölüm kayıtlara geçmiştir.” >>İZZET IŞIK