Abdullah Kaptan Konferans Salonunda gerçekleştirilen etkinlikte Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sibel Yazıcı ve Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölüm Başkan Yardımcısı Öğr. Gör. Burak Ahmet Saka konuşmacı olarak yer aldı. Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sibel Yazıcı, “Gazi Günü’nden 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’na” konulu sunumunda milli bayramların tarihini anlattı. Yazıcı, “Toplumun dinamiğini harekete geçiren olgular arasında millî günler ve bayramlar başlıca yeri işgal ederler. Malatya Mebusu Feyzi Efendi’nin 23 Nisan 1921’de söylediği gibi, ‘mukaddes günleri takdir etmezsek, o günlerin kıymeti kalmaz’. Bu açıdan bakıldığında, 19 Mayısın anılmağa değer olaylardan biri olduğu şüphesizdir. Ancak söz konusu olayın, resmî bayram sayılması, diğer bayramlarımız gibi ülke genelinde kutlanması yıllar sonra, 1938’ de gerçekleştirilebilmiştir” diye konuştu.

23 NİSAN İLK MİLLİ BAYRAM

23 Nisan’ın Millî Mücadele Döneminin ilk bayramı olduğunu kaydeden Yazıcı, milli bayramlarla ilgili şunları aktardı: “TBMM’nin açılışının birinci yıldönümünde, 23 Nisan 1921’de kabul edilmiştir. 23 Nisan 1929’dan sonra Çocuk Bayramı ve 1935’den itibaren de Ulusal Egemenlik Bayramı olarak kutlanmıştır. 1979 yılında ise TRT Kurumu bugünün Dünya Çocuklar Günü ilan etmiş, UNESCO’nun da kabul etmesiyle çocuk bayramı ulusal bir nitelik kazanmıştır. Millî Mücadele döneminin ikinci bayramı, ‘Hâkimiyet Bayramı’dır. Saltanatın kaldırıldığı günün ertesi yani 2 Kasım günü, o sene 12 Rebiülevvel olarak Hz. Peygamberin doğum gününe yani Mevlid Kandiline tekabül etmiştir. 362 sayılı Hâkimiyet Bayramı Kanunu, 1935’te 2739 Sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılmıştır. Üçüncü bayramımız, ‘Cumhuriyet Bayramı’dır. Dördüncü bayramımız, 30 Ağustos ‘Zafer Bayramı’dır. Millî Mücadelemizin dönüm noktası olan ve düşmana nihaî darbenin vurulduğu 30 Ağustos günü, 1924’te Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın katıldığı bir törenle ilk kez Afyonkarahisar’da kutlanmıştır.”

“19 MAYIS MAHALLİ TÖRENLERLE KUTLANDI”

Samsunlular tarafından 1926 yılında 19 Mayıs’ı “Gazi Günü” ilân edildiğini ve kutlamalar düzenlendiğini belirten Yazıcı, “Bundan sonra 19 Mayıs, programlı törenlerle her sene kutlanmaya devam etti. Bu törenler, günümüze kadar süregelen Samsun’daki 19 Mayıs törenlerinin esasını teşkil etmektedir. Nitekim Gazi Evi, 1926’da Samsun halkı tarafından ‘Büyük Kurtarıcı’ya hediye edilmişti. 1927 yılı 19 Mayıs kutlamalarında Gazi heykelinin temeli atılmış ve İş Bankası şubesi açılmıştır. 19 Mayıs’ın mahallî biri gün olarak törenlerle kutlanması, öteki şehirler için de örnek teşkil etti” ifadelerini kullandı. 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’ndan bahseden Yazıcı, “19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı Samsun’un ‘Gazi Günü’nden almış millî bir bayramımızdır. Ayrıca Osmanlı’da 1916 yılında kutlanmaya başlayan idman günü ve 1928’den itibaren yapılmaya başlanan jimnastik şenlikleri bu bayramın içeriğini oluşturmaya etkide bulunmuştur. Beşiktaş Spor Kulübünün diğer kulüplerle birlikte 1935’te ‘Atatürk Spor Gününü organize etmesi Gençlik ve Spor bayramının öncülüğünü yapmasını sağlamıştır” dedi.

Afyon'da Uluslararası Öğrencilerle Sıfır Atık'tan Yemekler Yapıldı Afyon'da Uluslararası Öğrencilerle Sıfır Atık'tan Yemekler Yapıldı

MUSTAFA KEMAL, 18 KİŞİLİK HEYETLE SAMSUN’A ULAŞTI

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölüm Başkan Yardımcısı Öğr. Gör. Burak Ahmet Saka, “19 Mayıs 1919 Tarihinin Milli Mücadeledeki Rolü” başlıklı sunumunda Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkışı ile TBMM’nin açılışına kadar yaşanan ve mücadelenin hazırlık aşamasını anlattı. Mustafa Kemal’in 9. Ordu Kıta Müfettişi olarak Samsun’a gönderildiğini ifade eden Saka, “Mustafa Kemal, Bandırma Vapurunda yer alan 18 kişilik bir heyetle 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ulaşmıştır. Samsun’da Rum çeteleri ve Türk halkı arasında meydana gelen çatışmaların sonlandırılması amacıyla devlet tarafından bu göreve tayin edildi” diye konuştu.

“MUSTAFA KEMAL’E GENİŞ YETKİLER VERİLDİ”

Mustafa Kemal’e hükümet tarafından oldukça geniş yetkiler tanındığını belirten Saka, “Sorumluluk alanındaki bütün askeri birlikler ve idari amirler üzerinde yetkiliydi. Müfettişlik görevi olduğu için inceleme, araştırma noktasında idari ve bizzat olaylara müdahale etmek için askeri kadroları kullanmak durumundadır. Atanma sebebi asayişi sağlamak olarak görünse de esas amacı Millî Mücadele’yi başlatmaktı. Bu anlamda kendisine verilen geniş yetkileri, mücadeleyi millete mal etmek ve düşmana karşı birlik olma konusunda oldukça etkili kullandı. İdari ve askeri makamlara bu yönde emirler gönderdi” dedi. 19 Mayıs günü Samsun’a sadece Mustafa Kemal ve heyetindeki insanların adım atmadığını, işgal altında olan bir ülkenin ve milletin, topyekûn yani hep beraber bütün benliği ile vatanını savunması gerektiği fikrinin de adım attığını söyleyen Saka, “Burada esas mesele mücadelenin ülke geneline yayılma sürecinin başlamasıdır. Tek bir yumruk olarak bu savaşın verilmesi yönünde faaliyetler başlatılmıştır. Yoksa 19 Mayıs’tan önce de yurdumuzun farklı yerlerinde düşmana karşı Kuvayı Milliye direnişleri başlamıştı. Ama daha ziyade kendi bölgelerini savunmaya çalışıyorlardı. Güçleri ve teşkilatları ancak buna müsaade ediyordu. 19 Mayıs’tan sonra ise Havza ve Amasya genelgeleri, Erzurum ve Sivas kongreleri ile bu mücadele bütün vatana yayılmaya başladı. Ankara’da TBMM’nin kurulması ile de artık tek bir merkezden yönetilecekti” şeklinde konuştu. >>İBRAHİM ARTIÇ