Afyonkarahisar Devlet Hastanesi Alerji ve İmmünoloji Uzmanı Dr. Tuba Vural, yaz aylarının gelmesiyle birlikte alerji hastalarının rahatsızlıklarının arttığını ifade ederek, alerji hastalarını polen, ev tozu ve hayvan epitellerine karşı uyardı. Alerji ve İmmünoloji Uzmanı Dr. Tuba Vural, alerji hastalarına karşı çeşitli uyarılarda bulunarak hastalık hakkında bilgiler verdi. Burun akıntısı, kaşıntı, hapşırık ve tıkanıklık gibi semptomların en az 2’sinin görülme durumunda alerji hastası olabileceğinizi kaydeden Dr. Vural, bu durumu yaşayanların mutlaka uzman bir isme başvurması gerektiğini söyledi. Vural konuşmasına şöyle devam etti: “Alerji hastalığının semptomları sıklıkla günde bir saatten uzun sürer. Sadece bahar aylarında olduğu gibi yıl boyu da bu semptomlar devam edebilir. Her seferinde sayıca 10’dan fazla nöbetler halinde gelen hapşırık, hastaları fazlasıyla rahatsız eder. Burun akıntısı enfeksiyonları geçirme halindeki yeşil, sarı akıntıdan ziyade seröz (su gibi) bir akıntıdır. Seröz yerini zamanla burun tıkanıklığına bırakır” dedi.
BURUN TIKANIKLIĞI FARKLI HASTALIKLARA YOL AÇABİLİR
Akıntının fazla olması ve burun tıkanıklığına dönüşmesinin ardından bu durumun çeşitli rahatsızlıklara yol açabileceğine dikkat çeken Vural: “Bu hastalar burun tıkanıklığını gece yaşarlar ve tek semptom burun tıkanıklığı değildir. Burun tıkanıklığı beraberinde horlama, koku alamama ve tat bozukluklarına da yol açar. Nefes almak için ağızdan solumaya neden olur. Ağız kokusu ve diş çürükleri de sık görülür” diye konuştu.
AĞAÇ POLENLERİNE DİKKAT
Bahar aylarında şikayetlere yol açan yabani otlar, çim, tahıl otları, çiçek ve ağaç polenleri olduğunu dile getiren Vural konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Alerji hastaları boğaz, damak, kulak kaşıntısı gibi çeşitli semptomlarla polikliniklere başvuruyor. Ayrıca kişinin gözleri de etkilenerek gözde kızarıklık, kaşıntı, sulanma, güneşe hassasiyet gösteriyor. Yine göz semptomlarının olması alerjik riniti alerjik olmayan rinite göre daha fazla düşündürür. Alerjinin hangi alerjene karşı gelişeceği tesadüfü olasılıktır. Bir nevi kaderdir diyebilir miyiz? Evet diyebiliriz. Alerji gelişimi için hem genetik yatkınlık kazandıran genlere sahip olmak gen çevresel alerjenlere en az 2 yıl maruz kalmak gerekir. Hangi alerjenlere alerji geliştireceğimiz anormal çalışan alerji hücrelerine o an hangi alerjenin sunulmasına bağlıdır.”
SICAK HAVALARDA SEMPTOMLAR ARTAR
Alerji hastaları tarafından yıl boyunca ev tozu akarı, hamam böceği, hayvan epiteli, küf mantarları, ağaç poleni, kanarya otu polenlerinin şikayet edildiğini aktaran Vural, bu hastaların rahatsızlıklarının sabahın erken saatlerinde şiddetlendiğini ve günün ilerleyen saatlerinde ise rahatsızlıklarının azaldığını söyledi. Polen sayımının fazla olduğu günlerde semtomlar şiddetlendiğine dikkat çeken Vural konuşmasında şu uyarılarda bulundu: “Güneşli, sıcak ve rüzgarlı havalarda semtomlar artar. Bu kişilerin burunları aşırı duyarlıdır. Alerjenler dışında parfüm, deterjan, çeşitli kimyasallar, sigara dumanı, hava kirliliği, ısı ve nem değişikliği, soğuk hava şikayetlerini artırır. Bu ortamlarda bulunmamalıdırlar. Ya da ortam bu kişilere uygun hale getirilmelidir. Soğuk havalarda, maske havanın burun içinin de kurutucu etkisini, su kaybını azaltır. Aşırı nemli ortamlarda nemi azaltmak için klima çalıştırılmalıdır. Kuru, yüksem rakımda, karasal iklimlerde yaşayanlarda ev tozu akarı alerjisi görülmez. Çünkü bu canlı nemsiz ortamda yaşayamaz. Ev tozu akarı, küf mantarı alerjisi durumunda önlem olarak ise yüzde 50’in altında olacak şekilde ortam nemi klima ile azaltılmalıdır. Hepa filtreli elektrik süpürgeleri kullanılmalı akar geçirmeyen yeni nesil mobilyalar, yatak, yastık kılıfları tercih edilmelidir. Ya da ince dokuma yastık, yatak kılıfları da daha ekonomik bir alternatif tercih olabilir. Küf mantarları için bu önlemlere ek olarak; su ile seyreltilmiş çamaşır su ile temizlik küfü ortamdan kaldırmak için etkilidir, nem yüzde 50 de azaltılmalıdır. Ekim-Kasım aylarında yoğun dönemlerin de küf alerjenlerin (iç-dış ortamda) yoğunluğu artmaktadır.”
İLK OLARAK İLAÇ TEDAVİSİ UYGULANIR
Alerji hastalarına öncelikle ilaç tedavisi uyguladıklarına dikkat çeken Vural sözlerini şöyle tamamladı: “İlaç tedavisi olarak; burun kaşıntı, hapşırık, tıkanıklık, akıntı için burun kortizonu spreyleri, tıkanıklık için dekonjestanlı (burun tıkanıklık açan) burun spreyleri ve ağızdan antihistaminik tabletler ve göz damlaları şikayet yerine göre tercih edilir. Yoğun şikayetleri olan uyku, hayat kalitesi bozulacak düzeyde şiddetli riniti olanlarda periyodik aralıklarla uygulanan minimum 3 yıl olmak üzere ideal olarak 5 yıl sorumlu alerjen cilt altı aşı olarak uygulanır, duyarsızlaştırmak amaçlanır. Bu sayede hastanın daha konforlu hayat sürmesi hedeflenir.”