ÖZEL HABER
Kahramanmaraş Merkezli yaşanan ve 11 ili etkileyen depremin ardından programda depremzedelerin yaşamış olduğu psikolojik rahatsızlıklar gündeme geldi. Devlet Hastanesi Psikolog’u Ramazan Saotay Karahisar Medya Grup Genel Koordinatörü Yasemin Özcan Kaplan sorularını cevapladı. Travma sonrası stres bozukluğu değinen Saotay, “Maalesef son dönemde üzücü bir afet yaşadık. Genelde insanlarda böyle büyük afetler bir tepki mekanizması oluşturur ve buna biz travma deriz. Bu durum sadece doğal afetlerde değil herhangi bir üzücü olayda karşılaştığımız bir durumdur. Depremdeki ortaya çıkan travma, diğer travmalardan daha farklıdır. Çünkü örnek veriyorum sel, su baskınları vb. gibi şeyler tahmin edilebilir şeylerdir. Ama depremi tahmin edemediğimizden dolayı çoğu zaman insanlar büyük bir şok içerisinde bunu karşılarlar ve bundan dolayı diğer travmalara göre farklı bir travma olur”
YOĞUN TRAVMALARA İNSANLAR TEPKİSİZ KALABİLİR
Bazı insanların böyle durumlardaki tepkisizlik haline ne diyorsunuz?
“Bazen yaşadığımız yoğun travmaya insan tepkisiz şekilde de cevap verebilir mesela çok sevdiğimiz birini kaybettiğimiz zaman bazen nasıl tepki vereceğimizi bilemeyiz. İnsan olarak bu durumu kabullenemediğimizden dolayı kaynaklanan bir durum tepkisiz halde sanki orada yokmuş gibi tepkiler veririz. İnsanlar böyle deprem doğal afet durumlarında acısını erteleyebiliyorlar”
TRAVMA YAŞAYAN ÇOCUKLAR KESİNLİKLE BASTIRILMAMALIDIR
Depremzede en çok çocuklar psikolojik olarak etkilenmiş bunu neye bağlıyorsunuz?
“Çocukların depremden korkarak dilinin tutulması yada o an konuşamaması aslında bu çocuğun verdiği Travmatik tepkinin belirtisidir. Ama çocuk için sadece depremden dolayı değil başka bir korkuda bunu neden olabilirdi. Travma normal olmayan bir olaya karşı verilen çok normal bir tepkidir. Travmatik tepkiler olması gereken şeylerdir ve bu travmayı yaşayan çocuklar kesinlikle bastırılmamalıdır. Eğer bu konuda bilgi sahibi değilseniz bu travmayı yaşayan insanlara yanında olduğunu hissettirmeniz yeterlidir. Travma yaşayan kişiyle konuşun, travma yaşayan bir kişi ne kadar konuşmak istiyorsa sizde onunla o kadar konuşarak destek olabilirsiniz”
“TRAVMA BİR İYİLEŞME SÜRECİDİR”
Psikolojik tedavi almaya imkânı olmayanlar ne yapmalı ve nasıl teselli verile bilinir?
“Travma dediğimiz şey doğal bir süreç travma aslında bir iyileşme sürecidir. Doğal olmayan olaya karşı doğal bir tepkidir. O yüzden travmada ilk birkaç ay çok önemli kişinin yaşadığı psikolojik, psikosomatik davranışsal tepkileri çok normal tepkiler bu olması gereken bir süreçtir. Artık bu kişi bu süreçte kendine zarar veriyorsa o zaman psikiyatrik tıbbi müdahale şart oluyor. Ama bu belirtiler normal seviyelerde oluyorsa 1-2 ay psikolojik müdahaleler önerilmiyor”
“HAYATIMIZI DEPREME HAZIRLIKLI HALE GETİRMEMİZ GEREKİYOR”
Depremi sürekli konuşmak ve hatırlamak travmayı tetikliyor mu?
“Depremi yaşamayanlar çevreden duyduklarına maruz kaldığından dolayı biz buna üstlenilmiş travma diyoruz. Biz o gördüklerimizi beynimize alıyoruz. Bunlara maruz kalmak insanda kaygıyı, stresi artırıyor ve bunlar olduğundan dolayı da insan tetikte olmaya çalışıyor. Genel olarak öncelikle tedbir almamız ve deprem ülkesi olduğumuzdan dolayı hayatımızı buna hazırlıklı hale getirmemiz gerekiyor”
BU TRAVMA TOPLUMSAL BİR TRAVMADIR
Bu travmayı atlatma süreci hakkında da bilgiler verir misiniz?
“Bu travma toplumsal bir travmadır. Hepimiz bundan bir şekilde etkilendik maalesef. Bu süreç ilk önce insanlarda şok hali ve şaşkınlık hali yaratıyor ardından 3 ve 4’ncü haftalardan sonra balayı sürecine geçiyor. Bu süreçte şok hali yatay halde devam ediyor ardından 3 ile 36 ay arasında grafiğin çizgisi düşmeye başlıyor insanlar gündelik yaşamlarına dönmeye başlıyor ve gündemler değişiyor. Yani bu ayları normalleşme evresi olarak adlandırabiliriz. Çünkü bu süreçte toplum travmayı atlatmaya çalışıyor”
BELİRSİZLİK ÇOĞU ZAMAN YAŞADIĞIMIZ BİR RAHATSIZLIKTIR
Depremzede vatandaşların ve Afyonkarahisar halkının depremdeki düşünceleri hakkında neler düşünüyorsunuz?
“İlk olarak bir depremzedenin alışkanlıktan dolayı kurduğu bir cümle vardı. ‘Artık eskiden gidebildiğim yerlere gidemeyeceğim şeklinde’ bu tüm insanlar için geçerli her insanın bir rutini vardır. Biz buna güvenli alanda diyoruz. Herkesin kendine ait bir güvenli alanı ve huzurlu hissettiği yerler vardır. Bu deprem aniden olduğu için çoğu insan altüst oldu. Bu durum Travmatik bir durum çünkü onun için belirsizlik var şu anda hayatını tekrar yola koyma sürecinde umutsuzluk yaratabiliyor. Belirsizlik çoğu zaman yaşadığımız bir rahatsızlıktır. Net olmak lazım. Bir şeylerin belli olmaması insanı gerçekten çok yoruyor. İster istemez olmayan olaylar üzerinde fazlaca düşünme, kaygı daha da motivasyon kaybına neden oluyor. Bu olayın çok yeni olması insanları bir panik haline sokuyor. Buda kendimize getirdiğimiz ekstradan yük oluyor. Kendimize olumsuzlukları düşündükçe daha fazla yük bindiriyoruz. Tabi ki de her zaman tetikte olmalıyız. Önlemimizi almalıyız. Günah keçisi bir kişiyi görmemek gerekiyor. Eğer bir ev alıyorsak gerçekten deprem konusunda da çok hassassak vatandaş olarak ta gerekli önlemleri almamız gerektiğini düşünüyorum. Herkes kendi üzerine mutlaka bir sorumluluk alması gerekiyor”
“BİR ŞEYLERİ SİNDİRMEMİZ İÇİN TRAVMA GEÇİRMEMİZ GEREKİYOR”
Bu olayı unutturmamakla uğraşırken travmayı nasıl atlatırım?
“Asıl mesele travma yaşamamız değil olan veya olmayan bir olaya karşı verdiğimiz çok normal bir tepki. Ancak 2 aydan sonra bu hala devam ediyorsa ve bunun şiddetinde bir azalma yoksa işte burada travmadan çıkıyor post Travmatik stres bozukluğuna geçmiş oluyor. post Travmatik stres bozukluğu ne demek diye sorarsanız bu travmayı ağır bir şekilde yaşamış insanlar tekrar ayı olayı yani aynı travmayı yaşamış gibi oluyorlar. Yani bu travmalar insanın hayat kalitesine direk etkide bulunuyor. Bu süreçte bir şeyleri sindirmemiz için travma geçirmemiz gerekiyor. eğer bu süreç uzadıysa ve artık gözlemlenebilir şekilde kişinin hayatını etkiliyorsa o zaman profesyonel bir destek alınması gerekiyor”
“ÇOCUKLARA ÖLÜM HABERİNİ EN GÜVENDİĞİ KİŞİ VERMELİ”
Ailesini kaybeden bir çocuğa bunun haberini kim ve nasıl vermeli?
“Maalesef bu depremde çoğu çocuk ailesini kaybetti. Eğer böyle bir durum varsa bu çocuğa ölüm haberini çocuğun güvendiği varsa o söylesin. Bazı vatandaşlar ailesini kaybeden çocukların vefat ettiklerini benim söylememi istiyorlar bu çok yanlış bir durum çünkü benim o çocukla herhangi bir güven bağım yok çocuk kendini güvende hissettiği bir yerde bu haberi duymalı bu konuda da vatandaşlarımızı böyle yapmaları konusunda uyarıyorum çünkü karşınızdaki bir insanın psikolog olmasının ruhsal bir faydası yok ve çocuk 2 yada 7 yaş aralığındaysa mümkün olduğunca çocuğun anlayacağı şekilde ailesini kaybettiği söylenmeye çalışılmalıdır” >HÜDAYİ ACAR