İlahiyat Fakültesi Konferans Salonunda düzenlenen etkinliğe; Teknoloji Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayhan Erol, Ahmet Şemseddin Karahisari Sanat Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Asuman Şenel ile birlikte akademik personel ve öğrenciler katıldı. İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Mebrure Doğan Özbekistan’ın Hive Kenti’nin tarihi ve mimari yapısı hakkında bilgi verdi.
Doğan, “Hive Kenti 1990 yılında UNESCO’nun Dünya Mirası Listesine alınmıştır. 2020 yılında ise Türk Dünyası Kültür Başkenti seçilmiştir. Hive Kenti özel sanat harikaları ile doludur” dedi. Hive Kenti’nde bulunan Pehlivan Mahmud Külliyesi, Kalta Minor Minaresi, Cuma Camii, Muhammed Rahim Han Medresesi gibi eserleri de inceleme fırsatı bulduğunu ifade eden Doğan, “Özbekistan, Seyhan ve Ceyhan nehirleri arasında bulunan bir yerdir. Suyun olduğu yerde medeniyet de oluyor. Bu anlamda Özbekistan kültür bakımından oldukça önemli bir yer olmuştur” diye konuştu. Doğan, Buhara Kentinde bulunan tarihi eserlere ait gözlemlerini de aktardı.
SEMERKANT, İLK KÂĞIT FABRİKASININ MERKEZİ
İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zekiye Sönmez ise konuşmasında Semerkant ve Taşkent’te bulunan tarihi eser ve yapılar hakkında bilgiler verdi. Sönmez, “Semerkant, Zerefşan Vadisi ve Nehri etrafında kuruluyor. İpekyolu üzerinde önemli bir yer. Milattan önce 329’larda Büyük İskender tarafından ele geçiriliyor. İskender’in bölgeye gelmesiyle Helenistik kültür kendisini gösteriyor” dedi. Semerkant’ın 1711 yılında Arapların bölgeye gelmesiyle İslam beldesi haline geldiğini belirten Sönmez, “Semerkant, ilk kâğıt fabrikasının merkezi olması nedeniyle de İslami açıdan önemlidir. Semerkant aynı zamanda alimler şehridir. Ticaret açısından da ekonominin döndüğü noktadır” diye konuştu. Konferans, soru cevap bölümünün ardından sona erdi.