İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Afyonkarahisar Milletvekili Hakan Şeref Olgun, TBMM'de yaptığı konuşmada çiftçinin sorunlarına değindi. Olgun, TARSİM'in çiftçiye faydası olmadığını söyleyerek yapılması gerekenleri sıraladı.

"Tarım partiler üstüdür" diyerek meclise seslenen Olgun, araştırma komisyonu kurulması için destek istedi. Çiftçinin borç yükünü hafifletecek adımların atılması gerektiğinin altını çizen Olgun, "Tarım bir sektör değil, bir bağımısızlık meselesidir" dedi.

İşte Olgun'un yaptığı konuşma;

"Türkiye, son yılların en ağır tarımsal iklim krizlerinden birini yaşıyor.

Geçtiğimiz haftalarda olduğu gibi, son olarak iki gün önce yeniden yaşanan şiddetli zirai don, birçok ilimizde tarım alanlarında ciddi kayıplara yol açtı.


Mart ayı sonu ve Nisan başında, özellikle 10-12 Nisan tarihlerinde etkili olan bu don olayları; meyve bahçelerinin yanı sıra erken ekilen sebze çeşitlerini, bağ alanlarını ve bazı tarla bitkilerini de olumsuz etkiledi.

Hafta sonunda bizzat gözlem yaptığım seçim bölgem Afyonkarahisar başta olmak üzere,

Aksaray, Adana, Ankara, Amasya, Bursa, Burdur, Çankırı, Eskişehir, Giresun, Isparta, Kütahya, Karaman, Kayseri, Kahramanmaraş, Kırıkkale, Kırşehir, Kastamonu, Konya, Mersin, Manisa, Malatya, Niğde, Nevşehir, Ordu, Sivas, Sakarya, Samsun, Trabzon, Tokat, Tekirdağ, Uşak ve Yozgat’ta çeşitli tarım ürünleri bu felaketten zarar gördü.

Kiraz, vişne, elma, erik, şeftali, nektarin, kayısı, incir, Trabzon hurması, kivi,  fındık, ceviz, badem, üzüm, dut, armut, narenciye,  patates, şekerpancarı, arpa, buğday, ayçiçeği, zeytin, kanola, yaş sebze  gibi ürünlerde %60 ila %95’ ler arasında rekolte kaybı yaşanmıştır.

Üretici bir kez daha çaresizlikle baş başa kalmıştır.

Buradaki tablo, sadece yerel bir kriz değil; tarımsal üretimin geleceği için bir uyarı sinyalidir.

Türkiye’nin farklı bölgelerinde üretimin kalbinde yer alan bu alanlar, hem iç pazar hem de ihracat için kritik önemdedir. Bu kayıplar, yalnızca rekolteyi değil; piyasa dengelerini de tehdit etmektedir.

Böylesine büyük bir üretim kaybının sadece üreticiyi değil; nakliyecisinden işçisine, hal esnafından ihracatçıya kadar tüm tedarik zincirini olumsuz etkileyeceği açıktır.

 

CHP Afyonkarahisar İl Başkanlığı’ndan Çelenk Sunma Töreni CHP Afyonkarahisar İl Başkanlığı’ndan Çelenk Sunma Töreni

Ama daha da vahimi şu:

Üreticinin sigorta umudu da boşa çıkmıştır.!

Özellikle kamu destekli TARSİM sigorta sistemi, üreticiler açısından güvensiz, karmaşık ve maliyetli bir yapıya dönüşmüş durumdadır.

 Poliçe kapsamı dar, primler yüksektir. Zarar gören ürünlerin çoğu ya poliçeye dahil değildir ya da tazminatlar çok düşük seviyelerde belirlenmiştir.

 Bu nedenle TARSİM, üreticiye güvence olmaktan çok, bir formalite haline gelmiştir.

Peki soruyoruz.
Don gözle görülüyor, çiçek kurumuş, meyve tutmuyor, üretici sahipsiz.!
Eğer bu tablo karşısında bile TARSİM ödeme yapmayacaksa; çiftçi ne zaman korunacak.

 

 

 

Tarım Bakanlığı’na Açık Çağrımızdır:

Sayın Bakan,


Sahada acil müdahale bekleniyor. Bu yangını görmezden gelmeyin.


Biz artık tespit komisyonlarının aylar süren formalitelerini değil, doğrudan ve hızlı çözüm bekliyoruz.
Tarım Bakanlığı’nı da, tüm yetkilileri de bu vebalin altında kalmamaya çağırıyoruz.!

Bizim Teklifimiz Hazır, Uygulamak Sizin Sorumluluğunuzdadır.

İYİ Parti olarak, Genel başkanımız sayın Müsavat DERVİŞOĞLU nun talimatlarıyla hemen çalışmaya başladık.

İyi Parti Tarım Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Sayın Kadir ULUSOY ve  Trabzon milletvekilimiz sayın Yavuz AYDIN ile beraber,

Tüm Türkiye’deki AFET’in etkilerini tespit ederek  zirai don gibi afetlerin ardından,  “tarımsal afet bölgesi” ilanını yasal çerçeveye oturtacak bir kanun teklifi hazırlayarak bugün TBMM Başkanlığı’na verdik.

 


Bu teklif ile; zarar gören üreticilere doğrudan gelir desteği, borç ertelemesi ve faizsiz kredi sağlanmasını amaçlıyor; karar süreçlerini bilimsel raporlara dayandırmayı hedefliyoruz.

Don afetinden etkilenen tüm bölgeler “tarımsal afet bölgesi” ilan edilmelidir.

Tüm çiftçi borçları en az 1 yıl faizsiz ertelenmeli, ödeme planı yeniden yapılandırılmalıdır.

Çiftçilere 2 yıl geri ödemesiz, 5 yıla yayılmış %0 faizli kredi sağlanmalıdır.

Sulama kooperatiflerinin afet ilan edilen alanlara ilişkin sulama ve  elektrik tüketim bedellerinin %50’si Hazine tarafından karşılanmalıdır.

Hasar gören bölgelerdeki üreticilere dekar başına 10.000 TL. doğrudan gelir desteği sağlanmalıdır.

Sigorta sisteminin işleyişi yeniden ele alınmalı, “çiçeklenme dönemi” gibi keyfi gerekçelerle üreticinin mağdur edilmesine son verilmelidir.

Sulama suyu için kullanılan tarımsal elektrik tarifesi sabit ve öngörülebilir hale getirilmeli, özel teşvik sağlanmalıdır.

İl ve İlçelerde Yerel kriz komisyonları kurulmalı ve çiftçilerin şikayetleri hızlıca çözüme kavuşturulmalıdır.

Cumhur ittifakı milletvekilleri başta olmak üzere TBMM çatısı altındaki tüm milletvekillerine  açık Çağrımızdır:

Bu çağrımız siyaset üstüdür. Çünkü; TARIM, PARTİLER ÜSTÜDÜR.

Üreticimizin hangi partiden olduğuna bakılmaz.

Gelin bu konuda birlikte hareket edelim. Siyasi rozetlerimizi bir kenara bırakıp üreticinin sesine kulak verelim.


Kanun teklifimize destek verin ve gelin;  birlikte Meclis’e bir araştırma komisyonu kurulması için  ortak hareket edelim. Bu bölgeleri  “tarımsal afet bölgesi” ilan ettirelim.


Çiftçimizin borç yükünü, çaresizliğini beraberce hafifletelim.


Bu Meclis’te “iktidar mı, halk mı” sorusunun cevabını verecek an tam da budur.!

Bugün değilse ne zaman.?


Şimdi değilse ne zaman.?

Bugün tedbir almazsak, yarın sadece üretici değil, hepimiz aç kalacağız.


Çünkü tarım bir sektör değil; bir bağımsızlık meselesidir.

Bugün üreticiyi göz göre göre yalnız bırakırsanız, yarın pazardaki fiyatı da, sofradaki nimeti de başkaları belirler.
Köylü üretmezse şehirde enflasyon durmaz, tüketici nefes alamaz.

Tarım kaderine terk edilirse, memleketin kaderi ithalata teslim olur.!

Bugün müdahale edilmezse, bu kayıplar yalnızca çiftçiyi değil, ülke ekonomisinin tüm dengelerini sarsar.

Yani bu zarar sadece çiftçiyi değil; pazardaki fiyatı, marketteki etiketi, sofradaki yemeği etkiler.


Eğer şimdi önlem alınmazsa, yarın hem devlet hem vatandaş bu krizin bedelini çok daha ağır öder diyor saygılarımızı sunarız."