Karahisar Medya Grup Genel Koordinatörü Yasemin Özcan Kaplan, tarihi Taşhan’da unutulmaya yüz tutmuş mesleklerden olan dericilik sanatıyla 7 yıldır ilgilenen Fatma Kıvrak ile röportaj gerçekleştirdi. Deri Ustası Fatma Kıvrak, deriyle uğraşmayı sevdiğini ifade ederek, bu işi ticaretten daha çok sevdiği için ve unutulmaması için yaptığını söyledi. İstanbul Tabakhane ’den işlenmiş sığır derisi aldığını ve daha sonra yüzde 100 el işçiliğiyle bu derilere kendi zevkini de katarak şekil verdiğini ifade eden Kıvrak konuşmasına şöyle devam etti: “Bu işi severek yapıyoruz. Biz bu işi yaparken bir yerden maddi beklentimiz yok. Ancak bu işin değer görmesini istiyoruz ve bu değere erişmek için gereken desteğin verilmesini istiyoruz. Bizim bu yaptığımız iş çok önemli bir zanaat ve bu zanaatı yapan ustalarımız çok kıymetli. Benim ustalarım geçmişim bu handa. Ben de geçmişime bakarak bu işi en güzel ve en doğru şekilde yapamaya çalışıyorum.”
GERÇEK DERİ YANDIĞINDA ET KOKUSU GELİR
Gerçek derinin nasıl anlaşılacağı hususuna da değinen Kıvrak şu ifadelere yer verdi: “Suni deri olarak geçenler aslında bir kumaştır, deri değildir. Gerçek deri dediğimiz şey. Nefes alabilen uzun süre yaşayabilen hatta yanabilen metadır. Gerçek deri yanmaz derler. Deri yanar, suni deri yanmaz, erir sadece. Deriyi kullanılmayan yada alacağımız ürünün bir köşesinden hafif yakarak kokusundan anlayabiliriz. Bu koku nedir işte yanmış et kokusu gibi bir koku gelecektir. O kokudan onun gerçek deri olup olmadığını anlayabiliriz. Özellikle sığır derisi nefes alabilen bir deri çeşididir. Üst yüzeyinde, dokusunda zamanla kendiliğinden oluşmuş doğal çizgiler bulunmaktadır. Buradan anlayabiliriz. Birçok ülkede suni deri kullanımı kalktı. Biz umut ediyoruz ki, Türkiye’de bu kaldırılır ve aradaki fark anlaşılır.”
SİPARİŞ ÜZERİNE DE ÇALIŞIYORUZ
Deriden birçok ürün yaptığını kaydeden Kıvrak: “Çanta, cüzdan, yemeni gibi deriden çeşitli ürünler yapıyoruz. Bu derileri natürelde kullanabiliriz. Farklı boyalarla da kullanabiliriz. Tamamen kendi zevkimize ve kullanım alanına göre bu değişebilir. Tüm ürünlerime kendi tasarımlarımı yansıtıyorum. Müşteri siparişi üzerine de çalışıyoruz. Müşteri neyi istiyorsa birlikte karar veriyoruz. O çerçevede ürünü bitiriyoruz” dedi.
GERÇEK İŞÇİLİK FİYATLARINI ALMIYORUM
“Deri fiyatları çok pahalı olarak düşünülür ancak ben iddia ediyorum dünyada ve Türkiye’de en uygun fiyata ben veriyorum” diyen Deri Utası Fatma Kıvrak: “Piyasaya baktığımızda bir cüzdana 600- 700 liradan veriyorlar. Bende çanta fiyatları o kadar. Ben işin ticaretinden ziyade unutulmaya yüz tutmuş mesleği gün yüzünde tutmak için çalışıyorum. O yüzden ürünlerimin satarken gerçek işçilik fiyatlarını almıyorum. Uygun rakamlara satışlarımızı yapıyoruz.
DERİ YEMENİ GİYİLİR Mİ DİYENLER İKİNCİ, ÜÇÜNCÜ SİPARİŞLERİNİ VERİYOR
Deri yemeni giyilir mi diye eleştirilerde bulunanların bu ürünleri kullandıktan sonra vazgeçemediğine dikkat çeken Kıvrak sözlerini şöyle sürdürdü: “Yemeniler geleneksel kıyafetlerin altına giyilir diye bir kültür var. Şimdi öyle bir şey oldu ki, sağlığından dolayı özellikle yaz aylarında serin tuttuğu için terletme yapmadığı için tercih ediliyor. Gerçekten organik ve sağlıklı. Deri yemeni giyilir mi diyenler ikinci modeli üçüncü modeli almaya başladılar. Onun rahatlığını keyfini almaya başladılar, vazgeçemiyorlar.”
AYAKKABI DİKİMİ KONUSUNDA UZMANLIK ALMAK İSTİYORUM
Kıvrak, yanında 3 çırağının yetiştiğini ifade ederek, kendisinin ayakkabı dikiminde ustalaşmak için çalıştığına dikkat çekerek konuşmasını tamamladı.
Kadın Deri Ustasının Hikayesi
Bunlar da ilginizi çekebilir