Kalp krizine benzer belirtiler taşıyan Kırık Kalp Sendromu hakkında bilgi veren Doç. Dr. Cihan Altın, “Kişinin ağır stres içeren olay yaşaması vücutta adrenalin salgılanmasına neden oluyor. Bu adrenalin ile kalp gücünü kaybediyor ve kişi Kırık Kalp Sendromu’na yakalanmış oluyor.” dedi.

İzmir Ekonomi Üniversitesi Medical Point Hastanesi (İEÜ) Kardiyoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Cihan Altın, 8-14 Nisan Kalp Sağlığı haftası nedeniyle, Kırık Kalp Sendromu hakkında bilgiler paylaştı. Hastalığın son zamanlarda görülen vakalar ile popüler hale geldiği ve kalp kriziyle karıştırıldığını anlatan Doç. Dr. Cihan Altın, sendromun sıklıkla 50 yaş üstü kadınlarda görüldüğünü söyledi.

“Adrenalin kalbi etkiliyor”

Kırık Kalp Sendromunun, 1991 yılında Japon doktorlar tarafından bulunan bir hastalık olduğunun altını çizen Doç. Dr. Cihan Altın, “Son zamanlarda görülen vakalar ile halk arasında bilinmeye başlanan bir hastalık haline geldi. Kişinin çok ciddi stres yaşaması bu sendroma neden oluyor. Yakın bir aile üyesini kaybetmesi, ayrılıklar yaşaması, işini, parasını kaybetmesi gibi ağır stres içeren olaylar, vücuda adrenalin salgılanmasına neden oluyor. Bu adrenalin ile kalp gücünü kaybediyor. Sonucunda; nefes darlığı, kalp çarpıntısı, bayılma gibi belirtiler yaşanıyor” ifadelerini kullandı.

“Kalp krizine benzer”

Sendromun belirtilerinin kalp krizine benzer olduğunu ifade eden Doç. Dr. Cihan Altın, “Kişi kalp krizine benzer belirtiler yaşadığı için çoğu doktor hastaya kalp krizi teşhisi koyabilir. Anjiyo önerisinde bulunabilir. Mutlaka bu belirtileri olan hastalara uzman kardiyologlar tarafından bakılmalı ve kişilere kısa sürede bir kayıp, bir acı yaşadı mı diye sorulmalıdır. İlaç tedavisi uygulandığı zaman 1 hafta ile 6 ay arasında iyileşen hastalarımız oluyor. Kalp krizinde nasıl tekrarlama ihtimali varsa bu sendromu yaşayan kişilerde de aynı durumu yeniden yaşama ihtimalleri olabilir. Mutlaka uzmanlar tarafından kontrol edilmesi gereken bir süreç” diye konuştu.

Afyon'da kaza: 30 yaralı Afyon'da kaza: 30 yaralı

Kalp sağlığı için en önemli unsurun beslenme ve egzersiz olduğunu da söyleyen Doç. Dr. Altın, haftanın 3 günü tempolu yürüyüş önerisinde bulunarak, “Fastfood tarzı yiyeceklerin tüketilmemesini tavsiye ederim” diye vurguladı.